Usta Türk şair Can Yücel tarafından söylenmiş hayata anlam katan en güzel Anlamlı ve etkileyici sözlerini siz değerli takipçilerimiz için bir araya toparladık.
Can Yücel Sözlerini Facebook, İnstagram, Whatsapp ve Twitter, gibi sosyal platformlarda paylaşabilirsiniz.
21 Ağustos 1926’da doğan Can Yücel modern Türk şairidir. Kullandığı kaba ama samimi dil ve bariton sesiyle okuduğu şiirlerle Türk Edebiyatı’nda farklı bir tarz yaratmıştır. 1943 yılında, yakın dostu ve Ankara Atatürk Lisesi’nden sınıf arkadaşı Gazi Yaşargil ile birlikte yurt dışı eğitim bursu kazandığı halde, babası, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel “Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler” diyerek karşı çıktığı söylendi. Gazi Yaşargil, bu bilginin doğru olmadığını, ikisinin de ailelerinin imkânlarıyla yurt dışına gittiklerini açıkladı. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris’te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça’ya defnedildi.
Ne yormak istedim seni. Ne de yormak kendimi. Çok çalıştım, Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı. İkisi de rezil… Daha önce de gitmiştim, Ama böyle kalarak değil…
Değişmek zor; ama bazen aynı adam olmak daha zor… Hayat öyle yüklenir ki; ne kalmak istersin, ne gitmek. O durumdayım işte.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.
Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi.
Birini seveceksen, onu her şeyinle sevme çünkü bittiğinde; onu unutamamana değil, unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.
Galiba yoruldum. Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Kendimi her kaybettiğimde, seni de kaybediyor olmaktan yoruldum.
Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun. Ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun.
Sen şimdi yazdığım şiirleri kendi üstüne alınıyorsun değil mi sevgili? Sana kafiyeli cümleler fazla gelir! Satır aralarındaki boşluklarda oyala kendini.
Gittin mi büyük gideceksin! Ayrılık bile gurur duyacak seninle. Gittin mi ayakların onun yakınından bile geçmeyecek. Gölgen bile kalmayacak ardında. Gittin mi onurunla gideceksin; Haklıysan gidecek, gitmişsen dönmeyeceksin.
Sevdiğin kadar sevilirsin.
Vedalar acıtsa da, bazen gitmek gerekir.
Kalıyoruz! Kuş olup uçmak isterken, Ağaç olup kök salıyoruz.
Kırılmasın diye üzerine titrerdim. O hep üşüyorum sanırdı.
Ağlayanı güldürebilmek; ağlayanla, ağlamaktan daha değerliymiş.
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık; çalınan birinin kalbiyse eğer.
Aşk da önemli olan aynı elleri tutmak değil, bir ömür hiç bırakmamaktır.
Kaldır kadehi ey sevgili, önce gelişine sonra gidişine. Dibini bulunca gelmişine geçmişine…
Öyle içten ki yüreğimin en derinindeki yerin; çıkarı yok, çıkası yok, çıkarasım yok…
Seni seviyorum demek değil ki marifet, önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek.
Bazen rüzgârın saçımı dağıtmasına, yağmurun yüzümü ıslatmasına, birilerinin kalbimi kırmasına izin veririm sonra; saçımı toplarım, şemsiyemi açarım ve kalbimi kaparım. Hepsi bu…
Yalnızım. Çünkü herhangi biriyle değil, beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.
Kim bilir belki komünistlerin ölseler bile kahrolmadıklarını gördüklerinden ötürü, gazaba geldi saldırdılar!
Acılara bakıp da küsme sevdalara, gâvura kızıp da oruç bozulmaz. Sök at kafandan acabaları, kemik aynı yerden iki defa kırılmaz.
Haykıracaksın ama isyan etmeyeceksin. Ağlayacaksın ama belli etmeyeceksin. Onsuz kalacaksın belki; ama asla vazgeçmeyeceksin.
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? “Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Sana ihtiyacım var, gel! Diyebilmekmiş güçlü olmak, sana ‘git’ dediğimde anladım. Biri sana git dediğinde “kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek, “git” dediklerinde gittiğimde anladım
Ne kadar zordur aslında sevip de seviyorum diyememek. Görüp görmemezlikten gelmek, yaşadığını bilip de benim için öldü demek.
İnsanı herhangi biri kırabilir; ama bir tek sevdiği acıtabilirmiş
Unutma; onu artık unuttum demek, bir kez daha hatırlamaktır aslında.
Değişmek zor; ama bazen aynı adam olmak daha zor… Hayat öyle yüklenir ki; ne kalmak istersin, ne gitmek. O durumdayım işte.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığamadığını ve sonunda bir metrekarelik yere sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan.
Gitmek istiyorsa, bırakacaksın… Gitsin! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin?
En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler ne de geceleri… Işıldayan yıldızlar… En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan ağladım.
Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu.
Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan.
İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, özleyip de sevdiğini görememek. İşte aşk bu olsa gerek!
Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun…
Gitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyorsun?
Toprak gibi olmalısın. Ezildikçe sertleşmelisin! Seni ezenler sana muhtaç kalmalı! Hayatı sende bulmalı.
Sevgili dediğin koluna değil, yüreğine yakışmalı… Ve öyle gelip geçici bir heves değil, sonsuza dek nefesin olmalı!
Yeter bee! İstemiyorum artık kimseyi yanımda. Her gelen biraz daha acıtıp gidiyor nasılsa.
Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.
Gülümsemek, daha güzel bir görüntüye kavuşmanın bedava yoludur.
İnkâr edip içimizde sakladığımız şeyler gerçekliğini kaybetmiyor.
Biri sana git dediğinde, kalmak istiyorum” diyebilmekmiş sevmek git dediklerinde gittiğimde anladım.
İçin yanarken üşümek, yüreğin kan ağlarken gülmek, özleyip de sevdiğini görememek. İşte aşk bu olsa gerek!
Bazen her şeyi unutup sadece sımsıkı sarılmak istersin; ama bir şey hep engel olur. Nedir o biliyor musun? Gurur.
Kimileri ‘Seviyorum’ der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir.
Ne geçmişe saplanıp kalacaksın, ne geleceğin düşlerini kuracaksın.. Ömür dediğin şu andır onu da hak ettiğin gibi yaşayacaksın.
Hayat şartları bizi ne kadar ciddi görünmeye zorlasa da hepimiz çılgınlıklarımızı paylaşacak birini arıyoruz.
Bir gece kapını çalarsa yalnızlık; sakın açma, bırak dışarıda kalsın! Hayat ne kadar zor ve acımasız olsa da, sen hayatı öyle mutlu yaşa ki, kapıdaki yalnızlık, yalnızlığından utansın.
Bir önceki yazımız olan Nejat İşler Sözleri başlıklı makalemizde Nejat İşler, Nejat İşler anlamlı sözleri ve Nejat İşler güzel sözleri hakkında bilgiler verilmektedir.
Yayınlanma Tarihi: 22 Ağustos 2020
Kategori: Ünlü Sözler
Görüntüleme: 6733 Defa
Etiketler: Can Yücel Can Yücel Anlamlı sözleri Can Yücel şiirleri Can Yücel sözleri
Kemal Erdem
8 Eylül 2020 at 01:43İnsanı herhangi biri kırabilir; ama bir tek sevdiği acıtabilirmiş
Halime tunç
8 Eylül 2020 at 01:42Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık; çalınan birinin kalbiyse eğer.
Oğuz Kuzgun
8 Eylül 2020 at 01:41Hiçbir insan öylesine girmiyor hayatımıza… Kimileri ceza, kimileri bela, kimileri imtihan, kimileri ise armağan.
Gerçekten de öyle…
Irmak Semin
8 Eylül 2020 at 01:40Senden ayrılınca anımsadım dünyanın bu kadar kalabalık olduğunu.
Gülnur erkızı
8 Eylül 2020 at 01:39Yalnızım. Çünkü herhangi biriyle değil, beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.
Filiz polica
8 Eylül 2020 at 01:38Sözleriyle büyüdüğümüz büyük üstat Can Yücel sevgi ve minnetle anıyorum seni ?