Sayfa İçeriği: Necip Fazıl Kısakürek Sözleri, Necip Fazıl Kısakürek Etkileyici Sözleri, En Güzel Necip Fazıl Kısakürek Sözleri, Kısa Necip Fazıl Kısakürek Sözleri, Necip Fazıl Kısakürek Anlamlı Sözleri, Necip Fazıl Kısakürek Kimdir
Türk şair, romancı ve İslamcı ideolog olan Necip Fazıl Kısakürek tarafından söylenmiş en güzel sözlerini siz değerli takipçilerimiz için bir araya toparladık.
Necip Fazıl Kısakürek Sözlerini Facebook, İnstagram, Whatsapp ve Twitter, gibi sosyal platformlarda paylaşabilirsiniz.
Ahmet Necip Fazıl Kısakürek (26 Mayıs 1904, İstanbul – 25 Mayıs 1983, İstanbul), Türk şair, romancı, oyun yazarı ve İslamcı ideolog.
Necip Fazıl Kısakürek, 26 mayıs 1904’de İstanbul’da doğdu. Maraşlı bir ailenin tek çocuğu olan Fazıl’a ‘Ahmet Necip’ adı verildi. 1934 tarihinde bir Nakşî şeyhi olan Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştı. 1941 yılında Fatma Neslihan Balaban ile evlendi. Bu evlilikten beş çocuğu oldu. Çocukluk yılları büyükbabasının Çemberlitaş’taki konağında geçti. Zor bir çocukluk dönemi yaşadı. Kız kardeşi Sema’nın beş yaşında ölümünden sonra annesi vereme yakalanınca ailesi Heybeliada’ya taşındı.
Fazıl, Bahriye Mektebi’ndeki öğrencilik yılarında şiirle ilgilenmeye başladı. İstanbul’un işgali sırasında annesi ile birlikte Erzurum’daki dayısının yanına gitti. Fazıl, çok genç yaşta olan babasını kaybetti. 1921 yılında Darülfünûn’un Edebiyat Medresesi Felsefe Şubesi’ne girdi. 1925’te ilk şiir kitabı ‘Örümcek Ağı’, 1928 yılında ikinci şiir kitabı olan ‘Kaldırımlar’ yayımlandı. ‘Ben ve Ötesi’nin yayınlanmasından sonra üne kavuştu.
1942 kışında askerde iken siyasi bir yazı kaleme alması nedeniyle mahkûm oldu ve ilk kez hapis cezası aldı. 1943 yılından itibaren ‘Büyük Doğu’ dergisini çıkarmaya başladı. 1949’da Büyük Doğu Cemiyeti’ni kurdu. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde konferanslar verdi. Sık sık kapatılan ve toplatılan Büyük Doğu’nun çıkmadığı sürelerde günlük fıkra ve yazıları çeşitli gazetelerde yayınladı. 26 Mayıs 1980’de Türk Edebiyat Vakfı tarafından ‘Şairler Sultanı’ ve 1982 yılında yayınlanan ‘Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu’ isimli eseri münasebetiyle de ‘Yılın Fikir ve Sanat Adamı’ seçildi. Fazıl 25 Mayıs 1983’te hayatını kaybetti. Eyüp Sultan Mezarlığı’na defnedildi.
Gökler dolusu sustum ve gök gürültüleriyle doldum.
Memleketler parasızlıktan değil, ahlaksızlıktan çökerler.
Küçük parçalara hor bakmayın, onlar bütünden habercidir.
Tövbe kapısı açık dediysek, yeni günahlara koşman mı gerek?
Elin oğlu okur atomu böler… Bizimkiler okur, milleti böler.
Eğer tadını bilirseniz ekmeği paylaşmak ekmekten daha lezzetlidir.
Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak.
Bir sigara kâğıdı kadar yaşayamıyoruz. Kefenimizden evvel çürüyoruz.
Güneş karşısında ancak kamer vücut bulabilir; başka bir güneş değil…
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin, doymak bilmeyen ümmetiyiz.
Anladım işi; Sanat ALLAH’I aramakmış, Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış.
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar, Ne de şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar.
Bu yük senden Allahım, çekeceğim, naçarım! Senden sana sığınırım, senden sana kaçarım…
Sen oku, dedi; her şeyden evvel oku! Ama okumaya başlamadan evvel bil, ne okuyacağını bil!
Mekke, Kâbe’nin etrafında bir fanus… Kâbe, Mekke’nin içinde bir nur… Mekke bir şehir, Kâbe bir sır…
Kurban olduğum Allah’a bile günde beş vakit ulaşabiliyorken, kendini ulaşılmaz sananlara selam olsun!
İnsanın sevdiğini kaybetmesi, dişini kaybetmesi kadar ilginçtir. Acısını o an yaşar, yokluğunu ömür boyu.
Kula kulluk etme! Unutma ki, sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme’ Yoksa unutulursun…
Camiye dikey olarak gel! Yatay olarak zaten geleceksin. Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür.
Sakın ola köprüyü geçene kadar dahi olsa, ayıya dayı deme! Olur ya, tam yarı yolda köprü yıkılıverir… Öteki tarafa ayının yeğeni olarak gidersin.
Pişman ol, fakat pişman ölme!
İslam’ın kılıcı bizzat merhamettir.
Ateşin yakamayacağı tek şey, Aşk!
Kızgınlık gürültülüdür, kırgınlık sessiz.
Konuşsam dilim yanar, sussam kalbim…
İdrakin aczini idrakten büyük idrak yoktur.
Sen çok sev de bırakıp giden yar utansın.
Sermayem tek kelime, ALLAH azze ve celle.
İnsanları tanıdıkça, seveceksin yalnızlığı.
Güzele bakmak değil, güzel bakmak sevaptır.
Gerçek keramet, kerametin gizlenmesidir.
Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.
Allah, ıstırabını çektirmediği şeyin, nimetini vermez.
Allah, de ve sus! Başka hiçbir şey söylemeye değmez.
Öyle insanlar vardır ki, lağıma düşseler, lağımı kirletirler.
Davası olmayan fikir işsizi, sadece dedikodu yapar.
Benim istediğimi Allah istemiyorsa, konu kapanmıştır.
Önüne gelenle değil, seninle ölüme gidenle beraber ol.
Hava kirliliğinden değil, hayâ kirliliğinden nefes alamıyoruz.
Sokak lambası gibi olma ey yar! Kime yandığın belli olsun.
Kâfire karşı dimdik, Allah’a karşı Vav gibi eğilirim!
Akıldan büyük nimet, zekâdan ağır yük tanımıyorum.
Tek dava O’nu bulmakta, bulduracak olanı bulmaktaydı.
İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler!
İhya etmek için ne kadar ilim lazımsa, İmha için de o kadar cehalet kafidir.
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir; Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Allah’a malik olan neden mahrumdur? Allah’tan mahrum olan neye maliktir?
Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir.
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar, Onu ‘İstanbul’ diye toprağa kondurmuşlar.
Ya Allah’a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin.
Her kahkahanda Allah’a teşekkür etmiyorsan, neden her ağladığında o’na kızıyorsun?
Yola çıktıklarını, yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.
İki çeşit insan vardır: zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.
Ağaçtan düşen yaprak nasıl kurumaya mahkûmsa, gönülden düşen insan da unutulmaya mahkûmdur.
Yalnızca Allah’a inanın, gerisi inanılacak gibi değil. Kökünü beğenmeyen dal ve dalını beğenmeyen meyve olgunlaşmadan çürür.
Gafil halk, kesik ve bitkin, bir laf eder: Yarın olsa da bir iş işlesem… Bilmez ki, bugün dünün yarınıdır. Bugün ne işlemiştir ki, yarın bir şey işleyebilsin?
Çilesi çekilmeyen şeyin aşkı olmaz. Aşk olmayınca, çile olmaz. Çile olmayınca ibda, meydana getirme cehdi olmaz, şevk olmaz, hiçbir şey olmaz, olmaz.
Evdeki hesabımız bile çarşıya uymuyorken, ahiret hesabımızın vay haline! Dinde zorlama yoktur, insan özgürdür elbette! İsteyen bu dünyada pişer, isteyen ahirette!
Bazıları, “Ben Allah’ı severim, O’ndan korkmam!” der. Bilmez ki, korku, sevginin ta merkezine yerleştirilmiştir. Sevgi korkunçtur. Dağın tepesini seven, uçurumdan nasıl korkmaz?
Gerçek hayat, burada olmayandır; var olup burada olmayan…
İnsanlar ikiye ayrılır: vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.
Ne mutlu o kimseye ki, O’na iman eder; O da kendisine hidayet…
Susmak, “Ya Sabır!” diyebilmektir. Öyle bir duadır ki, yürekte çınlar.
Her ağızda her telde fanilik dırıltısı, Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı.
Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. “Yürüyeceğim!” de. Bas ve yürü.
Zaten bütün dünya, başı dönen milyonlarla başı dönmeyen birkaç kişiden ibaret.
Yalnızım diye üzülmüyorum… Çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz…
Biz; ayakları şişene kadar namaz kılan peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz.
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var; oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!
Gözyaşı, suçun rengini soldurmaz. Sonunda, “Eyvah!” diyeceğin şeye, başında, “Eyvallah!” deme.
Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri…
Kafası, ruhu, bilgisi, ahlakı, disiplini, iradesi olmayan ordu, tepelemeye değil, tepelenmeye memurdur. Bu iş için de bir avuç çöl faresi yeter.
Aşkın kanatlarını saymaya sayılar yetmez. O kanatlarla uçulmayacak, çıkılmayacak makam ve derece mi var? İnsanı olgunlaştıran, yaşı değil, yaşadıklarıdır.
Basit kişiler hep ilgi görür. Kaliteli kişiler hep yalnızdır. Ucuz malın alıcısı çoktur. Siz hiçbir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Kendinden kurtul ve ol! Olmak, işte bütün mesele…
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork!
Hayatı müsvedde yaşamayın. Temize çekmeye vaktiniz olmayabilir.
Hayatımızın yarısını uyuyarak geçiriyoruz, diğer yarısını da uyutularak.
Edep, hududu muhafaza etmektir. En büyük edep, ilahi hududu muhafaza.
Kendini dünyalar değerli sananlara kısa bir not: Dünya beş para etmiyor.
Çok sıkıldıysan hayattan, bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir.
Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor; İnsan her an dirilip, her saniye ölüyor…
Ey gönül, gidenden ümidini kes! Kaçan bir hayale benziyor herkes, Sanki kulağıma gaipten bir ses, Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Benimki benim, seninki de senin! Bu şeriattır… Seninki senin, benimki de senin! Bu tarikattır. Ne benimki benim ne de seninki senin her şey Allah’ın! Bu da hakikattir!
Üstad’a sormuşlar, “Kırılan kalp yine sever mi?” Üstad, “Evet.” demiş. Yine sormuşlar, “Üstadım, siz hiç kırılan bardaktan su içtiniz mi?” Üstad yine cevap vermiş, “Peki, sen bardak kırıldı diye su içmekten vazgeçtin mi?
Talebe ne demektir? Talep etmekten, istemekten gelir bu isim… Talep etmek de bir ilimdir, bir ilk ilim… İlim isteyebilmek için de bir ilk ilim ister. Muallim de böyledir; bir taraftan öğretirken, bir taraftan da talebesi ona öğretir.
Büyük tefekkür planında ve büyük içtimai sistemde milletçe zayıf olduğumuzu söylememiz lazım. Büyük çapı bulamıyoruz. Mesela, İslamî ölçülerin tam hakim olduğu devirde bile, bizde bir İmam-ı Gazali, Muhyiddin-i Arabi, bir İmam-ı Rabbani yetişmemiştir.
Nefs, ne bendir, benliktir; ne zattır, şudur, budur; kalb hakikati içinde, ruhun mukabil kutbunu gösteren ayrı ve bambaşka bir mevcuttur. Her insanda bu mevcut, daima gizli ve bazen aşikâr bir Allah düşmanı. Allah düşmanı yola getirilmedikçe, Allah’a yol açılmaz.
Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan. Bahaneydi sonbahar.
Allah’ın sevdiği cihad, zalim Emire söylenen Hakk kelimesi…
Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım!
Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur.
Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değil.
Beni kimsecikler okşamaz madem, Öp beni alnımdan, sen öp seccadem.
Ne gelirse başımıza Hak’tandır; fakat geliş sebebi, Hak’tan ayrılmaktandır.
Kadın; Hıristiyanlıkta yol kesici bir engel, İslam’da ise yol açıcı bir kanattır.
İnsan sevme hissini israf etmemeli, kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli.
Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen; değerimi bildiğin gün, beni yanında bulamazsın.
Ayağın taşa takıldığında, “Allah kahretsin!” bile deme, dua et ki; taşa takılan bir ayağın var.
Ölüm güzel şey budur perde ardından haber Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?
Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı, Elindeyse, beyazdan gel de sıyır beyazı… Sevdiğini belli et. Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.
Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık… Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık. Allah var fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!
Kalplerinizi değiştirin. Size hakikat gibi görünen şeylerin hemen değiştiğini görürsünüz. Kalp değişir miymiş istenince? Dünyanın en sert ve en yumuşak madeni, kalp. Ateşini bulsun, hemen değişir.
Biz dünyada kimsenin bulamadığı huzuru arayacak değiliz. Kalkar, abdest alır, huzurda eğiliriz. Bilerek bilmeyerek Allah’a doğru yol almak vardır, varmak yoktur. Varabildiğimiz hiçbir şey, hiçbir ufuk Allah değildir. Allah, sonsuzluktur.
Asırlardır zindandayız! Neyin, hangi halin zindanıdır bu? Bir türlü hakikate ulaşamamanın, olamamanın, dünyanın en şaşalı oluşundan sonra, o oluşun aşkını kaybetmenin, birtakım hayallere kapılmanın, yapamamanın, edememenin, erişememenin, üstelik erişmekten alıkonulmanın muazzam zindanı…
Ya Rakîb! Ey isimleri arasında beni en çarpan ad olarak “Rakîb” ismini gördüğüm Allah… Neyi karıştırsam, neyi eşelesem altından “Rakîb” ismin çıkıyor. Elimizi yakmaması için gaflet maşasıyla tuttuğumuz her şeyin üstünde ve altında sen, dibine vardırmak istediğimiz her hasretin içinde ve dışında sen varsın! Bir ismin de “Karîb”… Yakın… Yakın olan Sensin! Her şey uzak, her şey uzak…
Bir önceki yazımız olan Sunay Akın Sözleri başlıklı makalemizde En güzel Sunay Akın sözleri, Sunay Akın ve Sunay Akın kimdir hakkında bilgiler verilmektedir.
Yayınlanma Tarihi: 17 Ekim 2020
Kategori: Ünlü Sözler
Görüntüleme: 4032 Defa
Etiketler: En güzel Necip Fazıl Kısakürek sözleri Necip Fazıl Kısakürek Necip Fazıl Kısakürek kimdir Necip Fazıl Kısakürek sözleri