Sayfa İçeriği: Honore de Balzac Sözleri, Honore de Balzac Etkileyici Sözleri, En Güzel Honore de Balzac Sözleri, Kısa Honore de Balzac Sözleri, Honore de Balzac Anlamlı Sözleri, Honore de Balzac Kimdir
Ünlü Fransız yazar Honore de Balzac tarafından hayata yön veren en güzel ve etkileyici sözlerini siz değerli takipçilerimiz için bir araya toparladık.
Honore de Balzac Sözlerini Facebook, İnstagram, Whatsapp ve Twitter, gibi sosyal platformlarda paylaşabilirsiniz.
Asıl adı Honore Balssa’dır. Ancak ismini Balzac olarak değiştirmiş ve De ön takısını eklemiştir. Köy kökenli bir ailenin çocuğudur. Babası tüccardır. 6 yıl Vendome’da College des Oratoriens’te öğrenim gördü. Napolyon’un devrilmesinden sonra ailesi Paris’e taşındı. Burada 2 yıl daha okula gitti. 3 yıl bir avukatın yanında çalıştı. Ama küçük yaşlardan beri edebiyata gösterdiği eğilim ağır bastı. Trajedi türünü denediği 1819’da yazılmış “Cromwell” başarı kazanamayınca romana yöneldi. Para kazanmak için tarihsel, mizahi ve gotik romanlar yazdı. Bunları değişik adlarla yazdı. Basımcılık, yayıncılık, hatta dökümcülük yaptı. Başarılı olamayınca tekrar edebiyata döndü. Edebiyat hayatında çok başarılı eserler sundu. Birçok ülkede satılan romanları ve kitapları çok büyük ilgi gördü ve tepkileri üstüne topladı. Edebiyatta başarılı olan Balzac hayatının sonuna kadar edebiyatla uğraştı.
1829’da yazdığı “Les Chouans” isimli tarihi roman tanınmasını sağladı. Bu eser Türkçeye (Köylü İsyanı 1974 ve Şu Anlar 1977 olarak) çevrildi. 1824-1834 arasında yayıncılarından aldığı parayla bohem bir yaşam sürdü. 1829-1831 arasında yergici gazetelere yazılar yazdı. 1830’lardan sonra bir toplum tarihi yazmak amacıyla, eski ve yeni romanlarını üç bölüm altında toplamaya karar verdi. Örf ve âdet incelemeleri, felsefi incelemeler ve çözümleyici incelemeler. Bu tasarı 1834-1837 arasında 12 cilt olarak gerçekleşti. 1840’ta bu yapıtların hepsine Dante’yi anımsatan bir başlık koydu: “İnsanlık Komedisi”. 1842-1848 arasında 17 ciltlik bir baskı yapıldı. 1869-1876 arasında da 24 cilt olarak yayınlandı. Eserlerinde aynı kahramanlara tekrar tekrar yer verme düşüncesini geliştirdi. Bunu gerçekçiliğin baş romanı kabul edilen ve 1834’te yayınlanan “Goriot Baba”da uyguladı. 1836 ve 1837’de İtalya gezisine çıktı. 1828’de Versailles yakınlarında pahalı bir ev yaptırdı. Borç sorunu nedeniyle Passy’de bir eve yerleşti (Bugün Balzac müzesi). Para kazanmak için tiyatroda başarısız denemeler yaptı. Edebiyatçılar Derneği başkanı olarak yazar haklarıyla ilgili girişimlerde bulundu.
1847’de Polonya’da sevgilisi Eveline Hanska’nın şatosunda kaldı. 1850’de Eveline ile evlendi Paris’e döndüler. Birkaç ay sonra yaşamını yitirdi. Geride 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde eser bıraktı. Romanda gerçekçilik ve doğalcılık akımlarının yaratıcısı olarak kabul edilir. Mantıksal bir sıra izleyen olayların her şeyi gören bir gözlemcinin ağzından anlatıldığı, kahramanların tutarlı bir biçimde sunulduğu, kuralları belli “klasik roman tekniğini” Balzac’ın kurduğu benimsenir. Olağanüstü bir gözlem yeteneği ve güçlü bir hafızası vardı. Kendisini başka insanların yerine koyup onların duygularını paylaşmayı biliyordu. Eserlerinde nedenselliği ve arka plan ile karakterler arasındaki ilişkiyi açıklamakta ustadır. Bütün bu özellikleriyle “romanın Shakespeare’i sayılır.
1789’la başlayan ve uzun bir süreç alan Fransız Devrimi sırasında gelişen toplumsal değişimi anlatan; çatışmaları, iyiyi kötüyü ortaya koyan, Cumhuriyetçiler ve Kraliyetçiler’in 1830’da ülkeyi bırakıp gitmek zorunda kalan X. Charles’e dek yaptıkları kanlı kansız tüm çekişmeyi özellikle göz önüne seren, bireylerin bu çatışmadaki ulu düşüncelerin altında aslında kendi çıkarlarını nice korumaya çalıştıklarını betimleyen; sevgi, güç gibi evrensel konuları tüm çıplaklığı ve eleştirel bir yaklaşımla inceleyen; günümüz okuruna sıkıcı gelebilecek ama öncelikle Fransa ve demokrasiyi algılayabilmekte yardımcı olması bakımından tüm dünya için önemli bir Roman yazardır. Fransız Devrimi’nin geçmişsel belgesidir kitapları.
İnsanlık Güldürüsü, yazarın 1830’da kendi yapıtlarını toplamaya başladığı bir üst yapıttır. Şu anda emin değiliz ama belki de 1830’da Kraliyetçiler’in yenilgisini perçinleyen sürgünden sonra devrimdeki ulu düşüncelerin bir yalan olduğunu düşünerek böyle bir yola gitti.
Mutsuzluk aniden gelmez onu hazırlayan nedenler vardır.
Şiir, zeka ülkelerinde uzun ve üzücü yolculuklardan sonra doğan şeydir.
Bir kadın sevdiği adamın yüzünü ,bir denizcinin açık denizi bildiği kadar iyi bilir.
Yoksulluğun hüküm sürdüğü yerde ne utanma kalır, ne suç, ne namus, ne de ruh.
Şöhret, uzaktan güneş gibi parlak ve ısıtıcı, yaklaştınız mı bir dağ tepesi gibi soğuktur.
Uygunsuz evlilikler, güvenin yünlü kumaşı yiyip bitirmesi gibi kendi kendisini tüketir.
Sevgi; sevdiğin kişinin mutlu olduğunu gördükçe, O’nun mutluluğu ile mutlu olabilme sanatıdır.
Ayakkabılarım olmadığı için üzülürdüm. Ta ki sokakta ayakları olmayan adamı görene kadar.
Kadınların, fazla kuvvetli kelime kullanmadan bütün duygularını anlatmakta eşsiz bir kabiliyeti vardır.
Dost için sırtımı köprü yapmaya hazırım ben; Yeter ki temiz kalpleri taşıyan ayaklar geçsin üstümden.
Ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa; ama gülebilmek için birini ağlatma ve çıkarların için hiç kimseyi satma.
Siz kumarda kazanan aşkta kaybeder yalanına inanın ! Unutmayın ki; Kumarda kazananlar aşkı satın alıyorlar.
Hayat, her gidenin ardından koşmaya değmez bilmelisin. Sen gelecek olanları bekle, gidecek varsa bırak gitsin…
Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz. Oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür. Yaşamın bu iki evresindeki tüm ayrım buradadır.
Düşünmek görmektir.
İnsan acıdıklarını sever.
Şiir demek, ıstırap demektir.
Bencillik dostluğun zehiridir.
Yeni bir aşk, yeni bir dert demektir.
Aşk, büyüktür ama sonsuz değildir.
Her ıstırabın öğrettiği bir şey vardır.
Umutsuz sevmek de bir mutluluktur.
Her servetin arkasında bir suç vardır.
Uykunun alt edemediği hiçbir acı yoktur.
Duygunun yanında akıl daima adi kalır.
Istırap sonsuzdur, sevincin hudutları vardır.
Sevmek, bir başkasının hayatını yaşamaktır.
Kadının aklı cebinde değil, başında olmalıdır.
Kiminin nasibi gülmek, kiminin de ağlamak.
Bir kelimenin hayat değiştirdiği, çok görülmüştür.
Istırapların en gizlileri tahammülü en güç olanlarıdır.
İyiliğinize inanılmasını istiyorsanız, ondan hiç bahsetmeyiniz.
Sanatın ödevi tabiatı etmek değil, tabiatı ifade etmektir.
Felaketin bir iyiliği varsa hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır.
Hiç kimse bir alışkanlığa veda etmek cesaretini gösteremez.
Eğer güven varsa bir kalpte; O kalpte sevgi de bulunur, dürüstlük de!
Hadden aşkın sevince dayanmak, en ağır eleme dayanmaktan zordur.
Evliliğin, her şeyi kemiren bir canavarla bıkıp usanmadan boğuşması gerekir: Alışkanlık.
Dünyada bir kadın için, herhangi bir erkeği etkisi altına aldığını bilmesi kadar zevkli bir şey yoktur.
Krallar gibi kadınlar da kendileri için yapılan her şeyin esasen bir borç teşkil ettiğine inanırlar.
Hiçbir şeyin kendinden saklanmadığına inandırılmış bir kadını aldatmaktan daha kolay bir şey yoktur.
Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mesut değil.
Bazen birinin yokluğuna o kadar alışırsınız ki, başka birinin gelip o boşluğu doldurmasından korkarsınız.
Ancak en son katedralin en son tuğlası en son papazın kafasına düşüp ezdiği zaman insanlık gerçekten özgür olabilecektir.
Bir kadın, sevdiği adamın başka bir kadın tarafından mutlu edildiğini görmektense, onu can çekişirken görmeyi tercih eder.
Bir kadının susuşunda ne anlamlar bulunduğunu, böyle dağınık ve sere serpe konuşmanın ne düşünceler gizlediğini de öğrenecektim.
Baştan başa aşk içinde geçen bu hayat, doğa yasaları bakımından uğursuz bir ayrıcalıktır. Her çiçek solar, bütün mutlulukların ertesi günü kötüdür, ertesi günü varsa. Gerçek hayat bir sıkıntıdır.
Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.
Koyunun bulunduğu yerde kurt eksik olmaz.
İyi bir şöhret sahibi olmanız sizin için bir pasaporttur.
Dürüstlük pahalı bir mülktür, ucuz insanlarda bulunmaz.
Evlenme dâvaya benzer. Mutlaka memnun olmayan bir taraf vardır.
Yalancılık; meslek dalı olarak ilan edilmeli artık, çünkü çok fazla ustası var.
Toprağa ekilen tohumlar içinde en çabuk mahsul vereni fedailerin döktükleri kandır.
Kadın ilk öpücükte neler kazanacağını bilemez, ama son öpücükte neler kaybettiğini bilir.
Herhangi vaziyette kadınların erkekten fazla ıstırap vesileleri vardır ve ondan çok ıstırap çekerler.
Hayatın en güzel anı her şeyden vazgeçtiğinizde, Sizi hayata bağlayan birinin olduğunu düşündüğünüz andır.
Yalnızlık güzel bir şey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel bir şey olduğunu söylemesi gerekir.
Üç tehlike! Aşırı güven saygıyı azaltır, sıradanlık küçük görülmenize yol açar, işgüzarlık da bizi güzel bir av haline getirir.
Dünü unutmalı, bugünü yaşamalısınız. Çünkü dün ile bugün arasında bir kavga çıkarsa; yarını kaybedersiniz!
Aslında hayatın en güzel anı; Her şeyden vazgeçtiğinde, Seni hayata bağlayan birinin olduğunu düşündüğün andır.
Ruhumun derinliklerinde, sakin zamanlarda görünen ve fırtına dalgalarının parça parça kumsala attıkları deniz bitkilerine benzeyen muhteşem hatıralar vardır.
Kılıçla oynayanın ölümü kılıçtan olur.
İlk aşk aşı gibidir. İnsanın ikincide hastalanmasını önler.
Dünyada hiçbir şey mutsuzluk kadar mükemmel değildir.
Hırs ve tamahın başladığı noktada saf duygular sona erer.
Şöhret, ancak küçük dozlarla alındığında faydalı bir zehirdir.
Bir anne, yüreği dibinde her zaman bir af bulunan bir uçurumdur.
Aşkla geçen bir hayat yeryüzü yasasının ölümcül bir istisnasıdır.
İnsan ya acılarını unutmasını, ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli.
Nefretler, fikirlerin değil, mizaçların çarpışmasından meydana gelir.
Hiç kimsenin elden düşme deneyden yararlanmayacağına inanabilirsiniz.
Bir sırrı devamlı surette saklamak insanın ruhunu en çok olgunlaştıran şeydir.
Mutluluğunuz size düşman kazandırır, felaketiniz ise dostlarınızı uzaklaştırır.
Gözle görülür bir nedeni bulunmayan servetlerin gizi, temiz yapıldığı için unutulmuş birer cinayettir.
Vicdan, herkesin komşusunu dövmek için aldığı fakat asla kendine karşı kullanmadığı bastonlara benzer.
İnsan, ruhunda açılan yaradan da ölür.
Nefret de, gerçek aşk gibi günden güne artar.
Her başarı, sabır ile zamanı birleştirerek sağlanır.
Birçok mutsuz kişi için yarın anlamsız bir sözcüktür.
İnsan ne kadar çok hüküm verirse, o kadar az sever.
Bütün mutsuzluklar kardeştir; aynı dili konuşurlar.
Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır.
İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince.
Sıkıntınızın sırrı sizin elinizde değil, başkalarının elindedir.
Bir anne yüreği, dibinde daima af bulunan bir uçurumdur.
Vicdanımız yanılmaz bir yargıçtır, biz onu öldürmedikçe.
Güzellik, çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtüdür.
Zeka dünyayı yerinden oynatmaya yarayan maniveladır.
Kalp için küçük olay diye bir şey yoktur. Kalp her şeyi büyütür.
Aşk, insanı sürükleyip götüren eşi bulunmaz bir taşıt aracıdır.
Hükümetler ve kocalar yanıldıklarını hiç bir zaman kabul etmezler.
İnsanlara kendilerini nankörlüğe mecbur edecek kadar büyük hizmetlerde bulunmayız.
Mektup bir ruhtur. Konuşan sesin çok sadık bir yankısıdır. Bu nedenle ince düşünceli kişiler onu aşkın en zengin gömüleri arasında sayarlar.
Bahtsızlıklarımızı da, mutluluklarımızı da abartırız. Aslında ne söylediğimiz kadar bahtsızızdır, ne de söylediğimiz kadar mutlu.
Bir önceki yazımız olan Platon Sözleri başlıklı makalemizde Filozof Platon sözleri, Platon ve Platon kimdir hakkında bilgiler verilmektedir.
Yayınlanma Tarihi: 03 Ekim 2020
Kategori: Ünlü Sözler
Görüntüleme: 3367 Defa
Etiketler: Balzac kimdir Balzac sözleri En güzel Balzac sözleri Honore de Balzac